Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Depresyon Belirtileri

Depresyon Nedir Depresyon Belirtileri Uzun süreli moral çöküntüsü motivasyon kaybı hayata ve yaşama olan bağlılığın zayıflaması gibi belirtileri olan  Depresyon   geçici bir ruhsal hastalıktır. Günümüzün en yaygın ruhsal hastalığı sayılan depresyon 2 haftadan daha uzun sürüyorsa, tedavi edilmesi gerekir. Dünya üzerinde 350 milyon insanın  depresyon  hastası olduğu istatistiklerin verilerine bakılarak anlaşılmaktadır. Bu ruhsal hastalığın kadınları erkeklerden daha fazla etkilediği düşünülmektedir.  Depresyon  kalıcı bir hastalık değildir ancak yaşam kalitesini son derece düşürmektedir. Depresif atakların tedavi edilmemesiyle 8 ay kadar sürebileceği belirtilmektedir.  Depresyon  nedenlerine bakıldığında, genetik biyolojik çevresel faktörler ve psikolojik sosyal etkiler nedeni ile ortaya çıktığı görülebilir. Depresyon Nedenleri ve Risk Faktörleri Ölüm boşanma yoksulluk insanı depresyona iter. Başarısız olmak, en büyük depresyon nedenleri arasındadır. Bazı hastalarda genetik faktör

Çıkarcı İnsanları Nasıl Tanırız?

Her insanın hayatında en az bir kez olmak üzere karşısına çıkan; asıl niyetini asla belli etmeyen, derdi-gücü yalnızca işini yaptırmak olan, işini yaptırdıktan sonra bir daha arayıp sormayan, siz onun menfaatine hizmet ettiğiniz sürece sahte sevgi gösterileri yapan veya sizi umursuyormuş gibi görünen insancıklardır bunlar. Bazen öyle bir kandırır ki sizi bu arkadaşlar, bakarsınız senelerdir kullanıyorlarmış sizi. Bu dost görünümlü insanları fark etmek çok da zor değil, gerçekten bak. Sorunu iyi tespit edin Bir sorunu çözmeden önce onun varlığını tespit etmek gerekir. Eğer bir şeylerin yolunda gitmediğini hissetmeye başladıysanız, sorular sormanın vakti gelmiş demektir. Çıkarcı kişilerin ortak özelliklerinden bazıları; kendi ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarından önce görmeleri, sizi aradıklarında her zaman uygun olmanızı istemeleri ve hemen harekete geçilmesi gereken durumlarda bir çeşit krize neden olmaları. Bunların yanı sıra bazen etrafınızdaki kişiler, bir kişini

Gülümsersen Büyürsün

Bazen gülümsemeyi unutuyor, ihmal ediyor veya etkisine inanmıyoruz. Sebebi ne olursa olsun; karşılaştığımız kişiler tarafından gülümseyen bir yüzle hatırlanmıyorsak, mesulü biziz. Daha da kötüsü; asık surat ve çatık kaşlarla toslaştığımız, asıl kendimiziz!.. Bana gülümseyen bir fotoğrafını yollasana, dedim. Biraz zaman geçti. Nihayet: Küçükken gülümsüyormuşum ben, dedi!.. Fakat sanki sadece çocukluk resimlerim gülücüklü… Sonra bir dönem gelmiş, gülücüğüm solmuş… Ve bir daha da konmamış pembe kelebekler yüzüme… Belki… Belki bir de; büyüyünce güleceğim sanırım… Büyüyebilirsem! Yok ama, dedim tam tersi. İyi dinle şu sözümü. Kulağın açık mı? Büyürsem gülerim, değil; Gülümsersen büyürsün! Gülerken, güldükçe büyüyeceğine inan… Büyükler örnektir buna. Kendimiz, kendimizi unutuyoruz çoğu zaman! Akıl etmiyoruz nasıl göründüğümüzü… Aynaların karşısındayız her dakika, ama görmüyoruz. Duvarlara asılmış aynalara bakarken gülümsüyoruz, o zaman kendimizi gülümserken görüyoruz; fakat konuş

Tek Kişilik Ordu

Yılbaşının ertesi günüydü. Gündüz televizyonum açıktı. CNNTÜRK kanalında akşam programıyla ilgili reklam vardı. 5N 1K adlı programda saat 20.00’de Tema Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın olacağını anons ediyordu. Bu iki kişiyi de tanıyorum. Kişisel olarak tanımıyorum. Medya dünyasından tanıyorum. Yaptıklarını çok beğeniyorum. Akşam saati televizyonun karşısına oturdum.  Zevkle programı izledim. İnanılmaz tatlı iki ihtiyar. Zaten kendilerine çılgın ihtiyarlar ismini takmışlar. Hayrettin Karaca 87, Muazzez İlmiye Çığ ise 95 yaşında imiş. Yılbaşından önceki hafta yaptıkları protesto ile ilgili olayı anlattılar. Gazetede okudukları bir habere karşı görüşlerini belirtmek için battaniyelerini almışlar, gerekli yerlerden izinlerini de almışlar, Büyük Millet Meclisinin önünde iki kişilik eylem yapmak üzere İstanbul’dan Ankara’ya gitmişler. Oturma eylemini yapmışlar ve gelmişler. Bunda ne var diyeceksiniz. Türkiye’de insanlar 50’li yaşlarda her şeyden ell

Okul Ne Öğretir?

Spot:  Annesine pirinç ayıklarken hiç yardım etmemiş bir çocuk, bütün arkadaşlarının iyi olduğunu zanneder. Makarna pişirmeyi öğrenmemiş bir çocuk, yaşamdaki basit planlama becerilerini edinez. Okul başarısının dünyadaki en önemli şey olduğunu düşünen anne-babalar tanıyorum. Çocuklarının kolej sınavlarına ya da üniversite sınavlarına hazırlık için tüm varlıklarını  seferber eden anne-babalar. Çocuklarımızın dört tarafı kapalı bir sınıfa / okula haftada beş gün göndererek hayatta ne yapmasını öğrenmesini bekliyoruz. Burada ikilemsel bir sorun var. Bir çocuk okulda, okulda ne yapılacağını öğreniyor; hayatta ne yapılacağını değil. Hayatta ne yapılacağı hayatta öğreniliyor. Çocukların okuldan ve derslerden sıkılması kadar doğal bir şey yok. Çünkü okulda öğretilenlerin gerçek yaşamla bağı o kadar az ki… Üstelik çocuğun gerçek yaşamla bağını o kadar sınırlıyoruz ki, çocuk gerçek yaşamı bilmediğinden okulda öğretilenle yaşam arasında ilişki kurabilme imkanı da kalmıyor. Akvaryumda ye

Dünya'nın En Mükemmel Motivasyonu

Motivasyon genel anlamıyla bir işi verimli bir şekilde yapma isteği olarak ifade edilmektedir. Her birey gerçekte motivasyon sahibidir. Önemli olan sahip olunan motivasyonun ofis ortamında da yüksek tutabilmesidir. Çalışan motivasyonunu yüksek tutmak, onları verimli çalışmaya teşvik etmek ve başarılarını ödüllendirmek de firmaların görevidir. Kimi zaman çalışanların motivasyonlarını yükseltmede  yöneticilerinin yapabilecekleri çok şey olmasa da, bu konuda çalışanlara destek olunmalı ve işlerin etkin yapılmasını sağlayacak bir ortam yaratılmalıdır. Motivasyon, insan kaynakları fonksiyonlarının en önemli olanlarından ancak uygulamada en fazla ihmal edilenlerindendir. Bunun nedeni ise motivasyonun öneminin çoğu firma ve yönetici tarafından yeterince farkedilmemesidir. Motivasyonu yüksek çalışanların firmanın başarısına daha fazla katkıda bulundukları bir gerçektir. Ayrıca potansiyel çalışanlara ve kamuoyuna olumlu bir imaj çizilmesi, nitelikli çalışanların firmada tutulabilmesi, moti

An'ı Yaşamak

Çoğu köşe yazarları yaparlar bunu. Ben de çok yaparım. Özellikle kişisel gelişim kitaplarında da vardır. “Ne var?” diye soracaksınız. Yazdığımız konu hakkında önemli birinin söylediği söz ile süsleriz yazımızı. Ben süslemekten ziyade çok inandığım bazı sözleri kullanırım. Çünkü o sözleri ilk okuduğumda hemen kağıda döker odamın bir duvarına asarım. Günlerce gelir gider okurum. O sözü içselleştiririm. Söyleyen de çok önemlidir. Sözü söyleyenin de içselleştirmesi  gerekmektedir. Büyük düşünürler güzel sözler söylemişlerdir. Ancak o sözü söyleyebilmesi için üzerinde çok düşünmüştür ya da yaşamıştır. Benim için yaşanmışlık daha önemlidir. Geçmiş ve gelecekte yaşamanın iyi bir şey olmadığını daha önce de ifade etmiştim. Önemli olan an’ı yaşamaktır. Yani günü yaşamak. Size harika bir cümle yazacağım ama bu cümlenin içi boş değil. Yaşanmışlık var. Yani bedeli ağır ödenmiş. Tam 27 yıl bedel ödenmiş. Bilirsiniz siyahi lider Nelson Mandela 27 yıl hapiste kaldıktan sonra 1990 yılında serbest

Güzel Poz Vermenin 10 Sırrı

Mankenler fotoğraflarda nasıl mı güzel çıkıyor? Ya da fotoğraflarda kusurlarınızın kapanmasını mı istiyorsunuz? Birçok fotoğraf tekniğinin yanı sıra işte sizin için e-kolay’ın bilgilerine göre güzel poz vermenin 10 kuralı; 1. Kural Bakışlarınızı odaklayın. Poz verirken gözlerinizi kamera lensinin biraz üzerine odaklayın. Başınızı hafifçe öne çıkarıp, çeneninizi aşağı indirin. 2. Kural Dilinizi dişlerinizin hemen arkasına yerleştirip gülümseyin. Bu hareket ifadenizi rahatlatacaktır. 3. Kural Omuzlarınızı vücudunuza hizalayın ancak kendinizi kasmayın. Daha doğal bir görüntü vermek isterseniz omuzlarınızı hafifçe geride tutabilirsiniz. 4. Kural Beyaz duvara karşı kıyafet denemesi yapın. Bir ağaç altında ya da pencere kenarında doğal bir ışık kaynağının altında durun. Yalnız bu noktada küçük bir detaya dikkat edin. Doğru renginizin ne olduğuna iyi karar verin. 5. Kural Kendinize kural edinin! Şekilcilikten uzak durun. 6. Kural Fotoğraflarda herşey olduğundan daha abartılı görü

Bir Erkeği 10 Dakikada Tanımak

Cosmopolitan dergisi, son sayısında bir erkeğin nasıl kolayca çözümleneceğini anlatıyor. Yazı kadınlar için yazılmış ama biz erkeklere okumalarını öneriyoruz! Cosmo kızlarının erkeklerin imajına bakınca neler düşündüğünü anlamak için... Yeni tanıştığınız bir erkeği tanımak için, aylarca beraber olmanıza gerek yok. İyi gözlemciyseniz, onu çözmek için 10 dakika size yeter de artar bile. Bir ilişkiye başlarken karşınızdaki erkeği kolayca tanımak için, doğru soruları sormanız gerekiyor. Tabii bir de iyi gözlemci olmalısınız... "Özellikle hazırlıksız yakalandığı durumlardaki davranışları, erkek karakteri hakkında birçok ipucu verir" diyor psikoterapist Rita Benasutti. İşte 10 dakikada bir erkek hakkında öğrenebileceğiniz 26 şey... Favori sporu "Koşma ve yüzme gibi, tek başına yapılan sporları tercih edenlerin, (1) özgürlüklerine düşkün olduğu biliniyor. (2) Rekabet duygusu oldukça yüksektir. Hayatlarının tüm yönlerinde olduğu gibi, ilişkilerinde de sürekli meydan okuma

Hayal Et ve Gerçek Olsun

Hayallerinize giden yolu şekillendirmek her zaman kolay değildir. Bazen bir dağ ile sonlanır, tırmanıp aşmak gerekir… Bazen de yolunuzu kaybederseniz… Böylesi anlarda hayallerinize ulaşma motivasyonuna daha çok ihtiyacınız var. İşte hayallerinize ulaşmada sizi motive edecek 17 söz… Hayallerinize ulaşma yolunda sizi motive edecek 17 söz Hayal edebiliyorsan, gerçekleştirebilirsin de ! Hayallerinize giden yolu şekillendirmek her zaman kolay değildir, bazen bir dağ ile sonlanır, tırmanıp aşmak gerekir ve bu da sizi zorlayabilir, vazgeçme fikrini düşündürebilir. Yolunuzu kaybederseniz, sadece şunu düşünün: Değerli olan hiçbir şey kolay gerçekleşmez. Geri dönüş yok. Vazgeçme ! 1- ‘’Kendine inan! Yeteneklerine inan! Sahip olduğun güçlere mütevazi fakat makul bir güven duymazsan başarılı veya mutlu olamazsın.’’—Norman Vincent Peale 2- ‘’Hayal edebiliyorsan, gerçekleştirebilirsin de.’’—Walt Disney 3- ‘’Bir hayalin varsa, gerçekleşmesi için bir yol da vardır. Eğer seni sonuca ulaş

Hayat, Yaşayabildiğin Kadardır

Yaşamak çoğu zaman bazen bir jonglör gibi 4-5 topu birden havada çevirmektir. Tabii sadece yaşam ustası olanlar bunu başarabilir! Diğerleri ise bir topu takip ederken diğerini düşürecektir. İşte size yaşamın 50 yılını geride bırakmış bir yaşam ustasından tavsiyeler… 50 Yaşına Giren Bir Adamın Doğum Gününde Yazdığı, Herkesin Okuması Gereken 22 Maddelik Hayat Dersi “Her gün ne kadar aptal olduğumu daha iyi anlıyorum. Aptal olmak normaldir. Ama ben 18 yaşındayken kendimi bir dâhi sanıyordum. Şimdi ise tam bir ahmak olduğumu fark ediyorum.” 1. “Deneyim, her türlü maddiyattan daha değerlidir.” 2. “Hayatınızda yapacağınız en önemli kariyer seçimi, eş seçiminizdir.” 3. “Parayla ilgili üç yetenek vardır: Onu kazanmak, elde tutmak ve büyütmek. Bunların üçü de birbirinden çok farklı yeteneklerdir.” 4. “Çocuk sahibi olmak korkunç bir şeydir. Ama çocuk sahibi olmak muhteşem bir şeydir.” 5. “Bu konudaki tüm bilimsel çalışmaları bir kenara bırakarak söyleyebilirim ki, sekiz saatlik bi

Neden Erkek Lider Sayısı Fazla?

Erkek egemenliği iş dünyasında da oldukça etkili. Peki neden erkek liderler kadınlardan daha fazla? Erkekler daha mı zeki yoksa tüm bunlar psikolojinin bir oyunu mu? İşte liderlik üzerine karşılaştırmalı tespitler...  Bu Kadar Beceriksiz Adam Nasıl Lider Oluyor? Kadınların yönetimde yeterince temsil edilmemesinin üç popüler açıklaması var: (1) Yetkin değiller; (2) ilgili değiller; (3) hem ilgili hem de yetkinler, ancak görünmez duvarları kıramıyorlar: Yani kadınları iktidar rütbelerine erişmekten alıkoyan basmakalıp önyargılara dayalı görünmez kariyer engellerini aşamıyorlar. Muhafazakarlar ve şovenistler bunlardan birinci şıkkı destekliyor; liberaller ve feministler üçüncüyü tercih ediyor; ortada bir yerlerde olanlarsa genelde ikinciye meylediyorlar. Peki ya bunların hiçbiri büyük resmi göremiyorsa? Bana kalırsa, yönetimdeki cinsiyet eşitsizliğinin temel nedeni, güven ve yetkinlik arasındaki ayrımı yapamıyor oluşumuz. Yani, biz (genel olarak insanlar) özgüven işaretlerini genel

Güçlü Kadınların Özellikleri

Güçlü Kadınların Dikkat Çekici Özellikleri   Nedir bu güçlü kadın olmak söz öbeğinin anlamı? Herkesin dilindeki “güçlü kadın” ne yapar da güçlü kadın olur? Zorluklar karşısında sağlam durarak mı? Yalnızlıktan korkmayarak mı? Yoksa herkesin takdir ettiği bir işi yaparak mı? Biten ilişkisinin ardından dimdik ayakta durarak mı, yoksa ömrünü tek bir kişiye feda ederek mi? Sahiden! Güçlü kadınları diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir? Aslına bakarsanız;  onlar ile diğerleri arasında  kocaman mı kocaman, bariz mi bariz farklılıklar var. Çünkü bazı kadınlar, güçlü olmak deyiminin hakkını gerçekten layığıyla veriyorlar. Ya bu şekilde yetiştirildikleri için ya da hayat onları güçlenmeye zorladığı için sapasağlam durmayı başarıyorlar. Evet evet, güçlü kadınlarla alakalı farkına varmamız gereken ilk gerçek belki de bu durum! Anlayacağınız; onları  mektepli ve alaylı  olmak üzere iki farklı grupta inceleyebiliriz diyorum. Böylece bazı kadınların güçlerinin altındaki nedeni, nasılı ve ni